top of page

J-CASE STUDY

Güncelleme tarihi: 25 Kas 2022





Müvekkil, 2018 yılında akdettiği kira sözleşmesi ile mülkiyetinde bulunan bir ofisi kiraya vermiştir. Tarafların imzaladığı kira sözleşmesi 3 yıl süre ile yapılmış olup sözleşmede kiralananın alt kira yoluyla yeniden kiralanmasına izin verilmiştir.Asıl kiracı, kira ilişkisi devam ederken kiralananı alt kiralama yoluyla bir başkasına oldukça düşük bir bedele yeniden kiralamıştır. Müvekkil ile asıl kiracı 2022 yılında kira sözleşmesini feshetme konusunda anlaşarak bir araya gelmişlerdir. Feshe ilişkin hususların değerlendirildiği görüşmede Müvekkil kiralanan ofisin alt kiralama yoluyla yeniden kiralandığını ve alt kiracının halen taşınmazı kullanmakta olduğunu öğrenmiştir. Kiralananın tahliye edilmesi talebiyle alt kiracı ile iletişime geçen müvekkil alt kiracının “Asıl kiracı ile malik arasındaki ilişki beni ilgilendirmez, ben artık burada asıl kiracı sayılırım, sözleşmenin yeniden yenilenme tarihine kadar beni taşınmazdan çıkaramazsınız” ifadesi ile karşı karşıya kalmıştır.

Müvekkil kiralananın rayiç bedelinin altında alt kiralama yapıldığını, hukuki ilişkiyi bu şekilde devam ettiremeyeceğini beyan ederek kiraladığı ofisin tahliyesinin sağlanması için bir çözüm bulunması talebiyle avukatına başvurmuştur.


  • Bir avukat olarak müvekkiliniz size yukarıda özetlenen uyuşmazlık ve talep ile gelseydi nasıl bir çözüm önerirdiniz?

Ofisimizdeki avukatlarımız süreci en kolay ve en hızlı şekilde çözebilmek için aşağıdaki çözümü önermiştir:


Alt kira ilişkisi, asıl kira ilişkisine sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay görüşü de bu yöndedir. Alt kira sözleşmesinin asıl kiralayanın taraf olmadığı bir sözleşme olduğu fakat asıl kira ilişkisine istinaden yapıldığı açıktır. Dolayısıyla her ne sebeple olursa olsun asıl kira ilişkisi sona erdiğinde alt kira ilişkisi de kendiliğinden sona erecektir. Kiralayanın, asıl kira ilişkisinin sona ermesiyle alt kiracıyı da tahliye ettirme hakkı bulunmaktadır. Ancak dava yoluna başvurmak taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi uzun ve masraflı bir yola sokacaktır. Somut olaya getirilebilecek en pratik çözüm tarafların sulh yoluna başvurmalarıdır. Her iki tarafın da menfaatlerinin korunması ve hakkaniyetin sağlanması adına asıl kiralayanın alt kiracıya kiralanan taşınmazı tahliye etmesi için makul bir süre vermesi ve karşılığında bir tahliye taahhütnamesi imzalanması önerilebilir. Böylece alt kiracı yeni bir ofis kiralayabilmek için yeterli zamana kavuşmuş ve kiralayan ise tahliyeyi garanti altına almış olacaktır. Ancak tahliye taahhütnamelerinde bulunan imzaya icra aşamasında itiraz edilmesi haksız bir uygulama olarak uygulamada sıklıkla görülmektedir. Müvekkili bu olasılıktan korumak adına tahliye taahhütnamesindeki imzanın noter onaylı olması ve hem asıl kiracının hem alt kiracının imzasının bulunması önerilmektedir.




















Comments


bottom of page