top of page
Yazarın fotoğrafıAv. Ferhan Yıldızlı

Covid-19 Nedeniyle Aşırı Fiyatlama ve Rekabet Hukuku



Aşırı Fiyatlama Nedir?

Aşırı fiyat, fiyatı rekabetçi koşullarda oluşması beklenen fiyat düzeyinden belirgin oranda yüksek belirlemek olarak tanımlanabilmektedir. Bunun sonucunda tüketici refahında doğrudan bir azalma görülmektedir. İçinde bulunduğumuz pandemi sebebiyle başta maske, el dezenfektanı gibi hijyen ürünlerinde olmak üzere pek çok alanda aşırı fiyatlama göze çarpmaktadır. Bu konuda tartışılan nokta ise Rekabet Kurumunun bu konuda ne derece yetkisi olduğudur. Rekabet Kurumu’nun işi regülasyona vardırmaması ve fiyat düzenlemesi yapmaması gerektiği kabul edilmekteyse de salgın hastalık, pandemi gibi sorunlardan kaynaklanan kriz dönemlerinde istisnai kararlar vermesi beklenebilir.


Aşırı Fiyatlama Hangi Hallerde Rekabet Hukuku’nun Alanına Girer?

4054 sayılı Kanunun 6. maddesinde bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması yasaklanmaktadır.

Hâkim durum tespiti, incelenen teşebbüsün ve rakiplerinin pazar payı, rakip sayısı, pazara giriş ve büyüme engelleri ve alıcı gücü gibi pek çok parametre kullanılarak yapılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hâkim durumun değil, hâkim durumun kötüye kullanılmasının yasak olduğudur. Hâkim durumun kötüye kullanılması pek çok şekilde gerçekleşebilmektedir. Kanunumuzda nelerin kötüye kullanma örneği olacağı sayılmamıştır, dolayısıyla bu durum içtihatlarla açıklık kazanmaktadır. Bu içtihatların sonucu aşırı fiyatlama da, sömürücü kötüye kullanma hallerinden sayılmıştır. Fakat kanun maddesinde de açıkça görülebileceği gibi, aşırı fiyat artışı ancak şirketin hâkim durumda olmasına ya da rakipler arası anlaşma veya uyumlu eylem söz konusu olmasına istinaden meydana geliyorsa rekabet hukukunun alanına girebilir.


Covid-19 pandemisi sebebiyle görülen aşırı fiyat artışlarında rekabet hukuku anlamında bir yaptırım uygulanabilmesi için, teşebbüsün hâkim durum tespiti yapılmalı ya da rakipleri ile arasında herhangi bir anlaşma veya birlikte hareket olup olmadığına bakılmalıdır. Fakat uluslararası rekabet kurumlarının verdiği kararlara baktığımızda, teşebbüsün pazar payı ne olursa olsun ya da aralarında bir anlaşma olsun olmasın cezalandırılacağına dair bir durumun söz konusu olduğunu görüyoruz. Örneğin İngiliz, Fransız, Avusturya Rekabet Otoritelerinin aşırı fiyatlamaya müdahale edeceklerine ve İngiliz Rekabet Otoritesi’nin fiyat tespiti yaparak işi regülasyona vardırabileceğine dair benzer açıklamaları söz konusudur. Bu konuda verecekleri kararlarda ve belirleyecekleri yaptırımlarda uyumlu eylemden yola çıkabilecekleri gibi, birlikte hâkim durum ya da şirketin aşırı yoğunluk nedeniyle kısa dönemli hâkim duruma gelmesinden yola çıkabilecekleri düşünülmektedir.


Ülkemizde ise Rekabet Kurumu yaptığı açıklamasında özellikle yaş meyve ve sebze piyasası başta olmak üzere aşırı fiyat artışlarını ve bu artışa katkı sağlayan tüm aktörleri yakından takip etmekte olduğunu ve rekabeti bozucu eylemlerde bulunan kişi ve kurumlar (üretici, aracı, taşımacı, nihai satıcı gibi her türlü aktör) hakkında Rekabet Kanunu ile belirlenen en ağır idari para cezası uygulanacağını bildirmiştir. Aynı şekilde Rekabet Kurumu başkanı Birol Küle de benzer bir açıklama yaparak içinde bulunduğumuz küresel Covid-19 salgını sonrası ortaya çıkan fırsatçılara en ağır cezaları vereceklerini, bu kişi ve teşebbüsleri kamuoyuna ilan etmekten ve böylece bir iktisadi aktörün belki en büyük varlığı olan saygınlığını da sorgulatmaktan imtina etmeyeceklerini ifade etmiştir.


Sonuç

Kurumun kanundan doğan yetkileri ve elindeki müdahale araçları göz önüne alındığında, hâkim durum, anlaşma veya uyumlu eylem yok ise aşırı fiyatlara müdahale edemeyeceği ve bu fiyatlara düzenleyici kurumların müdahale etmesi gerektiği bilinmektedir. Fakat Rekabet Kurumu’nun ve başkanın tüketici refahını korumak üzere fiyat artışlarına reaksiyon alacağını açıklaması göz önünde bulundurulduğunda, kriz dönemlerinde farklı uygulamaların söz konusu olabileceği görülmektedir.



KAYNAKÇA


YAZAR

Av. Gökçe Nur Ayyıldız

Av. Ferhan Yıldızlı

Av. Gizem Uzunoğlu

Comments


bottom of page